5 Eylül 2024 Perşembe

Takdir ettiğim 2 anaakımcı: Atilla Yeşilada ve Refet Gürkaynak

Anaakımcılara hem yalan teorilerle topluma yoksulluk dayattıkları için hem de yanılgılarıyla yüzleşmedikleri, eleştirilerimize cevap vermedikleri için öfkeliyim. Görmezden gelinmek haklı bir öfke yaratır.

Ama 2 kişiyi ayırt etmeliyim:

1- Atilla Yeşilada. Atilla Bey, Selva Demiralp, Özgür Demirtaş, Mahfi Eğilmez ve Şeref Oğuz gibi kitlelerin, takipçilerinin tepkisinden korkup çark etmedi, önceki söyledikleriyle ve teorisiyle çelişecek tavra tenezzül etmedi.

Başından beri acı reçete ve kemer sıkma öneren Selva Demiralp gibi gelen tepkiler üzerine sanki zenginler harcamalarını kısacakmış, zaten tasarruf etmiyorlarmış gibi "Ben yoksullara değil zenginlere kemer sıkma öneriyorum" demedi.

"Aşırı kar diye birşey yok, firmalar gelecekteki maliyet artışlarını şimdiden fiyatlarına yansıtıyor" diyip 6 ay sonra "açgözlülük enflasyonu var" diyen Mahfi Eğilmez gibi yıllarca yabancıların gelmesi için faiz artışını savunmamışçasına carry trade'den yabancıların kazandığı yüksek karları eleştirmedi imajını kurtarmak için.  Enflasyonun düşmesi için şart koştuğu reel faizin pozitif olmamasına rağmen enflasyon %75'ten %71'e düşer düşmez (ki baz etkisiyle düştüğünü kendisi de söylüyor) faiz indirimi önermesindeki tutarsızlığı sorgulayanlara "bana karşı faiz artışını savunuyorlar" diye cevapladığını sanacak kadar tutarlı birisi Mahfi Bey.

"Ücret artarsa enflasyon artar, satın alabileceğinizden daha azını satın alırsınız, daha az iskender yersiniz" diyen Özgür Demirtaş gibi "yüksek faiz kahrediyor, asgari ücret yoksulluk sınırının altında" diye kıvırmadı.

Yıllarca "Arjantin olacağız" diyip sonra yanılınca öyle dediğini inkar edip, öyle dediğinin kanıtını sunanlara "karaktersiz, yalancı" demedi üsluplu kibar Murat Kubilay gibi.

Gerçi destekledikleri Mehmet Şimşek ve ekibinin karşı çıktıkları KKM'ye 2 Eylül'de geri dönmesine dair suskunluklarını takdir ettiğimi de ifade etmeliyim. Pekala KKM'yi savunmaya başlayıp, KKM'yi doğru bulduğumuz için "hükümete yanlıyorlar" iftiralarını attıkları biz heterodoksları KKM'ye karşı çıkmakla itham edebilirlerdi. Nitekim Mahfi Eğilmez, "Asgari ücretin artırılmasına karşı çıkanlar carry trade'den kazanılan paraya birşey demiyor" bile dedi.

Anaakımcılar, ABD'de Ekim 2022'de enflasyon düşmeyip artınca, "Fed geç kaldı", "Gecikme etkisi. Enflasyonun düşmesi 3-4 yıl sürer" diyip, enflasyonu tetikleyen arz sorunlarının giderilmesiyle Ocak 2023'te enflasyon düşünce de Fed'in başarısı olarak sunduklarında nasıl bir tutarsızlık performansı sergileyebileceklerinin ipuçlarını vermişlerdi.

Utanmanın norm olmaktan çıktığı post-truth çağında herşey mümkün... 

Ama kitleleri karşısına alacak cesareti gösteriyor Atilla Bey. Kemer sıkmayı önermeye devam ediyor. Emek ve refah karşıtı olduğu için kızabilirim ama kitleleri karşısına alacak cesareti göstermek, entelektüellik göstergesidir. Atilla Bey'in bu tavrı takdir edilmelidir. Yalnız kalmayı göze alamayan entelektüel olamaz.

2- Bir diğer takdir ettiğim anaakımcı Refet Gürkaynak'tır.

Refet Bey, diğer arkadaşları gibi Mehmet Şimşek ve ekibini desteklemek gafletine düşmedi. Önerdiği politikaların çalışmadığını kabul ediyor mu bilmiyorum ama en azından diğerleri gibi sahiplenmedi, Şimşek'i desteklemek için boncuk gibi dizilmedi. Özgür Demirtaş gibi "vatan-millet meselesidir bu" diyerek destek videoları çekmedi.

Yanıldığını henüz söylemese bile, suskunluğu değerlidir.

Beni soru ve eleştirilerim karşısında üslup bahanesine sığınıp bloklamayan da sadece ikisidir. Diğerlerinin hangi twitim üzerine blokladıklarının listesi bu linktedir.

Ama en çok kızdığım ise Hakan Kara'dır.

Diğerleri ekonomik analizin çekirdeği, temeli olan paranın yoktan yaratılması meselesini bilmiyorlar, bir türlü kavrayamıyorlar. (Ezberlerinden öteye gidemiyor ama bildiği yanıldığına yetmeyen, yıllarca MB Başkan Yardımcılığı yapmış olmasına rağmen hala kamu harcamasının Hazine'nin bankası olan MB tarafından yoktan yaratılan para ile finanse edildiğini bilmeyen, faizin MB tarafından belirlendiğini kavrayamayan Fatih Özatay başkalarına ezberci mezhepçi diyor ama olsun.) Fakat Hakan Kara bunları bildiği halde para arzının MB tarafından dışsal belirlendiği, kredinin mevduattan verildiği iddialarına dayanan neoliberal kemer sıkma politikalarını savunuyor. Bu, yanılgılarıyla yüzleşemeyen diğer anaakımcılarınkinden daha ağır bir entelektüel haysiyet sorunudur. Bile bile yalan söylüyor çünkü Hakan Kara. Fatih Özatay, Özgür Demirtaş, Selva Demiralp, Mahfi Eğilmez, para arzının içselliğini- faizin dışsallığını bilmediklerinden, kavrayamadıklarından duruma göre, tepkilere göre çark ediyorlar. Onlarınki daha masum...

Teorilerine ve argümanlarındaki çelişki ve tutarsızlıklarına dair bu yazımda özetlediğim varoluşsal, hayati eleştirilerime yanıt vermedikleri sürece entelektüel haysiyetlerini sorgulama hakkım bakidir.

Finans derslerinde öğrettikleri finansal varlıkların fiyatlarını modellemelerinde devlet tahvillerini devlet batmayacağı için risksiz addederken, makroekonomi derslerinde bütçe açığı çok artarsa devletin borcunu ödeyememe riski artacağından faiz artar diyenlerin entelektüel haysiyetini sorgulamak, bu yalanlarla yoksulluk dayatılan toplumun haysiyetini savunmaktır.

Hiç yorum yok: